Haricilerin yaygın cehaleti, şeriatın bazı hükümlerini kabul edip diğer bazılarını reddetmelerinde yatar ancak nassları anlamaktan, fıkhı uygulamaktan ve onu reel dünyaya tatbik etmekten acizdirler. Onların fikirleri, inançları ve davranışları, İslam toplumunu kaosa götürür; ayrıca tarihteki bu sapkın fikirler, inançlar ve yöntem, Müslümanlar arasında ayrılığa ve bölünmeye ve onların kanlarının heder edilmesine neden oldu.
Aslında Hariciler, insanlığın Peygamberinin (s), onlar hakkında buyurduğu gibi tarihin her döneminde İslam ümmetinin ihtilaflarının bağrından ortaya çıkarlar ve sonra kaybolup giderler; ve geride bıraktıkları şey, reddedilen iki çirkin mirastır: “Müslümanları tekfir etmek” ve “Ehl-i Sünnet’i, salihleri ve sıradan insanları öldürmek.” Ve nihayetinde, her defasında mücahitlerin eliyle kökleri kazınır ve o ölümcül hastalık, sadece ihtilaflar tekrar ortaya çıktığında görünür hale gelir.
Şeyhu’l İslam İbn Teymiye (rh) şöyle demiştir: “Nebi (s) farklı hadislerde, Haricilerin Deccal zamanına kadar geleceklerini haber vermiştir ve Müslümanlar, Haricilerin sadece Hz. Ali (r) ile savaşan o orduyla sınırlı olmadığı konusunda icma etmişlerdir.” Orta Çağ’da, askeri güçlerinin gerilemesine rağmen, onların tekfirci fikirleri geniş çapta yeniden ortaya çıktı ve ümmetin güvenliğini tehdit etti.
Modern çağda, İslam devletlerinin zayıflığı ve sömürgeciliğin baskısı, DAEŞ Haricileri gibi yeni aşırı akımların ortaya çıkmasına zemin hazırladı ve İslam düşmanları, bu DAEŞ mensupları aracılığıyla İslam vücuduna bu çağda en büyük darbeyi vurmayı başardılar; ve bu cahiller, kan dökme heveslisi Siyonist düşmanların hedeflerine ulaşmak için ellerinden geleni yapmaktan geri durmadılar.
Hatta bu şer topluluğu, kendisini İslam’ın şafağından bugüne kadar olan seçkin sahabilerden daha bilgili görür ve bu çağda, tanınmış şeyhlerden, alimlerden ve cihat liderlerinden daha doğru yolda ve daha bilgili olduklarına inanırlar; oysaki onların saflarında tek bir rabbani alim veya gerçek ilim ehli yoktur.
Tarih boyunca, bu sapkın topluluk, ayrılık çıkarmak ve İslam’ın itibarını zedelemek için defalarca hilafet ilanları yayınladı; ve İslam hilafetine karşı çıkan çağımız Haricilerinin de benzer şekilde hilafet iddialarına şahit olduk.
Bu uğursuz olgunun (çağımızın DAEŞ Haricileri) mevcut çağda İslam ümmeti üzerindeki zararlarının bir kısmını açıklamak elzemdir. Gelecek bölümlerde inşallah “Çağımızın Haricileri Tarafından Müslümanların Birlik ve Güvenliğinin Bozulması” konusunu belgeler ve delillerle ayrıntılı olarak yazacağız.
Devam edecek…
















































