Cihad gruplarının oluşumu ve yapılanmasının ardındaki felsefe, ezilenlerin ve mazlumların savunulmasıdır. Bu asil sorumluluk, bu ümmetin onurlu üyeleri tarafından yerine getirilir. Bu gruplar ayrıca İslami bir sistem kurmak ve ilahi Şeriatı güçlendirmek, cesaretleri ve yiğitlikleri ile İslami yasaları yürürlüğe koymak amacıyla ortaya çıkmıştır.
İslam Peygamberi’nin (S.A.V.) zamanından bu yana, her çağda farklı başlıklar ve amblemler altında çeşitli gruplar ve taburlar ortaya çıkmış ve “Hayya ale’l Cihad/Haydi Cihada” sloganını yüceltmişlerdir.
Bunlar arasında, bazı varlıklar cihadın doğru ve gerçek savunucuları olmuşken, bazıları ise cihad kavramını kötü niyetli amaçları için haksız yere kullanmış ve İslam ve cihad kisvesi altında İslami Şeriatı baltalamaya çalışmışlardır.
Bunlar, dışarıdan İslami bir imaj sunan ancak gerçekte kafir dünyası için piyon işlevi gören gruplardır. Yabancıların çıkarlarını ilerletmek ve Müslüman topluluğunu zayıflatmak için İslami toplumların içinden ortaya çıkarılmışlardır. Önümüzdeki makalelerde, Yüce Allâh’ın izniyle, bu tarz bir grup olan IŞİD Haricîlerinin gerçek doğasını, sözde İslam adına İslam’a karşı nasıl savaş açtıklarını ve alçakça eylemlerini ortaya çıkaracağız.
Bu yazı dizisi boyunca, IŞİD Haricîlerinin faaliyetlerine ve İslam’ın en şiddetli muhaliflerini nasıl yatıştırdıklarına değineceğiz. Onlar aldatıcı cihad sloganları ve hayali halifelikleriyle küfür dünyasına eşsiz hizmetler sunmuş ve bu uğurda hiçbir şeyi eksik bırakmamışlardır.
Müslümanlar arasında ihtilaf çıkarmaları, diğer cihad gruplarıyla çatışmalara girmeleri, İslam’ın itibarını zedelemeleri, ümmetin alimlerini hedef almaları ve diğer birçok zararlı eylemlerde bulunmaları bu serimizin ilerleyen bölümlerinde inşâAllâh ele alınacak IŞİD Haricîlerinin kötü niyetli gündemlerinin birer parçasıdır.
İnşâAllâh devam edecek…