Afganistan Dışişleri Bakanı ile Hindistan Dışişleri Bakanı arasındaki son toplantı, Pakistan’ı telaşa düşürdü ve yetkililerin resmi sosyal medya hesaplarından yoğun bir propaganda başlatıldı. Bu tepki, iki ulus arasında güvensizliği besleyen ve uzun süredir devam eden Pakistan’ın Afganistan’ın iç işlerine haksız müdahale politikasını yansıtıyor. Stratejik derinliğe ve kendi çıkarlarıyla uyumlu bir hükümetin dayatılmasına odaklanan Pakistan’ın geleneksel Afganistan politikası artık tamamen başarısız oldu. Buna karşılık Afganistan İslam Emirliği, tüm bölgesel güçlerle dengeli ilişkiler kuran bağımsız ve egemen bir dış politika benimsedi.
Son yirmi yıldır, Pakistan’ın Afganistan’ın işlerine müdahaleleri yalnızca Afganistan’a zarar vermekle kalmadı, aynı zamanda Pakistan’ın kendisi için de önemli zorluklar oluşturdu. Taliban’ın iktidara gelmesinin ardından İslamabad, Kabil’in kendisine itaatkar kalmasını bekliyordu. Ancak Taliban hükümeti ulusal egemenliğe öncelik verdi. Pakistan, Afganistan’a baskı yapmak için birçok girişimde bulundu; sınır kısıtlamaları, olumsuz diplomatik açıklamalar, IŞİD’e destek sağlama, mültecilere eziyet, kara saldırıları ve daha yakın zamanda hava saldırılarıyla… Ancak bu çabalar ters tepti. Afganistan’da Pakistan karşıtı duygular yükseldi, Taliban ise dış baskılara boyun eğmeden, yalnızca kendi çıkarlarına dayalı kararlar alacaklarını açıkça ortaya koydu.
Pakistan’ın politikası o kadar ters etki oluşturdu ki, Afganistan’ın iç işlerine müdahalesi onu giderek daha fazla yalnızlaştırdı. Son hava saldırıları da bunun başlıca örneğidir. Pakistan bununla sadece uluslararası hukuku ihlal etmekle kalmamış, aynı zamanda ikili ilişkileri daha da gerginleştirmiştir. İslamabad yaklaşımını yeniden değerlendirmezse, gelecekte daha büyük diplomatik zorluklarla karşı karşıya kalacaktır.
Afganistan İslam Emirliği, dış politikasını bağımsız ve dengeli bir yönde ilerletiyor. Taliban, tek bir ülkeye güvenmeyeceklerini, bunun yerine tüm komşu devletlerle eşit ilişkiler kuracaklarını açıkça belirtiyor.
Afganistan Dışişleri Bakanı’nın Hindistan Dışişleri Bakanı ile görüşmesi bu politikanın bir devamı niteliğindedir. Taliban, Afganistan’ın tüm uluslarla ekonomik, ticari ve diplomatik iş birliğine ihtiyaç duyduğunu kabul ederek Hindistan ile pratik ilişkiler sürdürmeye karar verdi. Hindistan büyük bir bölgesel güç ve tarihsel olarak Afganistan’ın kalkınma projelerinde rol oynayan bir ülke. Taliban hükümeti, ilişkilerin tek bir ülkeyle sınırlandırılmasının akıllıca olmadığını ve tüm güçlerle diplomatik bağların güçlendirilmesinin uzun vadeli istikrar için elzem olduğunu görüyor.
Bu yaklaşım Hindistan ile sınırlı değildir. Taliban; Orta Asya ülkeleri, İran, Çin ve Rusya ile benzer angajmanlar sürdürüyor.. Özbekistan ve Türkmenistan ile ticari ilişkiler gelişirken, İran ve Çin ile ekonomik iş birliği de artıyor. Bu bağların güçlenmesi, Afganistan’ın uluslararası izolasyonun ötesine geçtiğini ve egemen bir devlet olarak konumunu sağlamlaştırdığını gösteriyor.
Pakistan, Afganistan’ı uzun zamandır bağımlı bir devlet olarak görüyordu, ancak Taliban hükümeti egemenliğinden taviz vermeyeceğini açıkça gösterdi. Son hava saldırıları ise iki ulus arasındaki güvensizliği derinleştirdi ve bu düşmanca tavır devam ederse ilişkiler daha da gerginleşebilir. Pakistan, Afganistan ile dostça bağların yalnızca karşılıklı saygı ve eşitlik üzerine kurulabileceğini anlamalıdır.
İslamabad, modası geçmiş politikalarında ısrar ederse, yalnızca Afganistan’dan değil, aynı zamanda diğer bölgesel güçlerden de kendini daha fazla soyutlama riskiyle karşı karşıya kalır. Taliban’ın dış politikası açıktır; tüm ülkelerle eşit ve saygılı ilişki… Pakistan da benzer ilkeleri benimserse, iki komşu arasındaki ilişkilerin iyileştirilmesinin önünü açabilir.
















































