Yahya Sinvar: Tarihte Devrimci Bir Figür  

Cuneyd Zahid

#image_title

Cihad, hak ile batıl arasındaki çatışmanın başlangıcından beri devam etmektedir ve Kıyamet Gününe kadar da devam edecektir. Bu asil mücadele, Allâh’ın olağanüstü nitelikleri ve O’na olan sarsılmaz bağlılıkları nedeniyle seçtiği kişiler tarafından sürekli olarak yönlendirilmektedir.

 

Bu kişiler, Allâh’ın rızasını aramanın ve ilahi adaleti yaymanın dışında hiçbir gizli amaç veya inanç beslemezler. Onlar, çeşitli çağlar boyunca, sürekli olarak harekete geçmeye hazır olan, her koşulda hakikati savunmaya hazır olan kişilerdir.

 

Cihadın saldırganlara ve zalimlere yönelik olduğunu ve adaletsizlik hüküm sürdüğü sürece devam edeceğini anlamak önemlidir. Mücahid, bu zulüm ateşini söndürmek için hızlı bir şekilde harekete geçer ve daima da geçecektir.

 

Özgürlük, birinin başkalarına verdiği bir hediye değildir; elde edilmesi için fedakarlık ve kan gerekir.

 

Çok sayıda yiğit adam ve kahraman cihad ve fedakarlık yolunu kanıyla güçlendirmiştir; onlar şehadeti kucaklamışlar ve bu dava uğruna hayatlarını vermişlerdir.

 

Onların her biri, kendi başlarına bir millet olmuş ve tarih onların isimlerini, sembollerini ve şehadetlerini kaydedip onları dünyaya tanıtmıştır.

 

Yahya Sinvar, Filistin tarihinde önemli bir rol oynayan bu önemli figürlerden biriydi. Nitekim o da artık İslam’ın büyük kahramanları arasına katıldı.

 

Yorulmak bilmeyen bir savaşçı ve Hamas siyasi bürosunun lideri olan Sinvar, şehadetiyle dünyayı uyandırdı ve bir Müslümanın “Allah yolunda ölmek en büyük arzumuzdur” dediğinde bunun sadece bir slogan değil, her Müslümanın kalbine kök salmış derin bir inanç olduğunu gösterdi.

 

Yahya Sinvar, Siyonizmin vahşi yüzünü henüz fark etmemiş olan herkese, tüm iddialarının ve planlarının yalandan başka bir şey olmadığını ve ideolojilerinin yıkım ve adaletsizlikten başka bir şey içermediğini gösterdi.

 

Şehid Sinvar hayatının çoğunda işkence ve hapis cezasına katlandı, Siyonist rejimin esaretinde yıllar geçirdi ve sürekli işkence gördü.

 

Şehadeti cesurca kucakladı ve Rabbine kendini sunmak için hiçbir çabadan kaçınmadı. Düşmanına hiçbir gücün bir Müslümanın kararlılığına karşı duramayacağını korkusuzca gösterdi.

 

Şehid Yahya Sinvar’ın Hayatına Kısa Bir Bakış:

 

Yahya İbrahim Hasan Sinvar, diğer adıyla Ebu İbrahim, 19 Ekim 1962’de Gazze’nin güneyindeki Han Yunus’ta doğdu. Arapçada oldukça yetenekliydi ve çok iyi derecede İbranice de bilmekteydi.

 

Evliliğinden üç oğlu oldu. 1980’lerin başlarında, işgal karşıtı faaliyetleri nedeniyle Yahya, Gazze İslam Üniversitesi’nde eğitim gördüğü sırada Siyonist rejim tarafından defalarca gözaltına alındı.

 

Siyonizm karşıtı hareketlerle sürekli olarak aynı çizgide olan Yahya, mezun olduktan sonra Siyonist rejime karşı silahlı direniş için bir militan ağı kurdu. Bu ağ daha sonra İzzeddin El-Kassam Tugayları olarak bilinen Hamas’ın askeri kanadına dönüştü.

 

Şeyh Ahmed Yasin tarafından 1987’de kurulan Hamas’ın başlangıcından itibaren Sinvar gruba katıldı. Dört kez müebbet hapse mahkûm edildi, ancak 23 yıl sonra bir esir takasıyla serbest bırakıldı.

 

Sinvar, 2017’de şehid İsmail Heniye’nin yerine geçerek Hamas’ın lideri oldu. Hamas, 2023’te mimarı Sinvar olan El-Aksa Fırtınası Harekatı’nı başlatmıştı.

 

El-Aksa Harekatı dönemi, işgalciler için korku ve zorluklarla dolu, amansız bir muhalefetle karşı karşıya kaldıkları zorlu bir dönem oldu. Sinvar, işgalcilerin kalplerine korku salarak dayanıklılığın sembolü haline geldi.

 

Örgütsel yapıdaki güvenli konumuna rağmen, şehadet arzusu ve batıla karşı savaşmanın ısrarı Sinvar’ın savaş alanının ön saflarında yer almasına neden oluyordu. Orada, elinde silah, kırık bir kol ve yaralı bir bedenle, ancak kalbi Allâh Subhânehu ve Teâlâ’ya duyduğu inanç ve güvenle dolu bir şekilde Filistin ve İslam düşmanlarını bekledi.

 

Dünya, onun cesaretine ve yiğitliğine hayranlık ve hayretle baktı. Küresel liderler ve politikacılar onun yiğitliğinin ve dayanıklılığının seviyesine hayran kaldılar.

 

O, cesur bir lider ve İslam’ın en iyi savaşçılarından biriydi, dünyevi zevklerin onu cihattan veya düşmana karşı savaştan alıkoymasına asla izin vermedi.

 

Yahya Sinvar, İslam düşmanlarının kalplerine öyle bir korku ve dehşet aşıladı ki, onun cenazesini görmek bile düşmanı korkuttu.

 

Gerçekten de Allâh Subhânehu ve Teâlâ, dinini korumak için sayısız kahramana sahiptir. Eğer bir cesur ruh şehadet kadehinden içerse, bu son anlamına gelmez. Bunun yerine, bir liderin şehiadetiyle binlerce sadık askerin bu mukaddes görevi sürdürmek için ayağa kalkması ilahi bir gelenektir.

Exit mobile version