Pakistan’ın Yıkıcı Siyaseti: Bölgesel İstikrar ve Küresel Güvenliğe Bir Tehdit

Abden Safi

#image_title

Son zamanlarda Pakistan’ın en büyük şehri olan Karaçi’de meydana gelen ölümcül bombalı araç saldırısı, çok sayıda Pakistan askerinin hayatını kaybetmesine ve aralarında Çin vatandaşlarının da bulunduğu çok sayıda kişinin de yaralanmasına neden oldu. Bu olay, Pakistan’ın kötüleşen güvenlik durumunun ciddiyetini daha da gözler önüne seriyor ve güvenlik teşkilatlarının barışı koruma iddiaları hakkında soru işaretleri gündeme getiriyor. Saldırı, hükümetin güvenlik önlemleri konusunda da ciddi endişelere yol açıyor.

Pakistan, diğer ülkelerin özellikle de komşularının iç işlerine müdahaleyi bir hak olarak algılayan ülkelerden biridir. Bu müdahaleci diyaloglar veya tartışmalarla sınırlı değildir; Pakistan bunun için gerektiğinde kötü niyetli siyasi amaçlarını ilerletmek için diğer ülkelere karşı konuşlandırdığı vekil gruplara da sponsorluk yapmaktadır.

Pakistan’ın müdahalesi ve istikrarsızlaştırıcı faaliyetlerine dair çok sayıda örnek ve ikna edici kanıt bulunmaktadır. Sadece son olayların incelenmesi bile Pakistan’ın dünya ve komşu ülkeler için oluşturduğu tehlikeyi göstermeye yeterlidir.

Pakistan, terörizm ve yolsuzlukla sürekli olarak aynı çizgide olmuştur. Dünyanın neresinde yıkıcı bir olay yaşanırsa yaşansın, Pakistan’ın olaya dahil olması ve doğrudan rolü gün gibi ortadadır.

Son birkaç yıldır Rusya, Afganistan ve İran gibi ülkelerde çok sayıda saldırı gerçekleşmiş ve bunların birçoğunun Pakistan ile doğrudan bağlantıları olduğu ortaya çıkmıştır. Bu saldırılar, liderliği ve görevlileri Pakistan’ın Belucistan bölgesinde bulunan ve Pakistan kuruluşlarının himayesinde faaliyet gösteren vekil grubu IŞİD’in Horasan kolu aracılığıyla Pakistan tarafından düzenlenmiştir.

Komşu ülkelerdeki son saldırılar, Pakistan’ın bölgedeki önemini ortaya koyma ve kötüleşen iç durumu nedeniyle yeni bir mali destek arama girişimidir. Bu yardımın peşinde Pakistan, Çin ile dostluk bağı paylaşmasına rağmen Çin vatandaşlarını hedef alan saldırılar bile düzenlemiştir. Yine de Pakistan, kendisini kurban olarak konumlandırmak için bu saldırıların suçunu Afganistan’a yüklemeye çalışmıştır.

Örneğin bu yılın Mart ayında, Pakistan’ın Şangla bölgesinde Çinli mühendisleri hedef alan bir bombalı araç saldırısı gerçekleşmiştir. Ancak suç Afganistan’a yüklenmiştir. Bu suçlama o kadar saçmadır ki Pakistan içinde bile sorulara yol açmış ve devlet kurumları için utanç verici bir durum oluşturmuştur. Nitekim Pakistan’ın iddialarına göre saldırı Afganistan’da düzenlenmişti ve patlayıcılarla dolu araç Çaman sınırından binlerce kilometre yol kat ederek yüzlerce güvenlik ve kontrol noktasından geçerek Şangla’ya ulaşmış ve araç beş gün boyunca bir benzin istasyonunda kalmıştır. Peki Pakistan yetkilileri tüm bu olanlardan tamamen habersiz miydi?

Şangla saldırısı Pakistan’ın güvenlik operasyonları hakkında önemli sorular gündeme getirmiştir. Ancak em büyük soru şudur: Şangla’daki bombalı araç Afganistan’dan geldiyse, dün gece Karaçi’deki Çinlilere yönelik saldırı nasıl ve kimler tarafından gerçekleşmiştir? Patlayıcılarla dolu başka bir araç daha bu saldırı için Çaman sınırından mı geçmiştir?

Yalan, aldatma ve hile politikalarıyla faaliyet gösteren Pakistan bu sorulara cevap vermelidir. Pakistan yetkilileri, devlet unsurlarının iç yardımı olmadan imkansız olan Swabi ve Muhmend’deki güvenli merkezlere yapılan saldırıları açıklayabilir mi?

Pakistan, başkalarını suçlamak yerine suçluları kendi sınırları içinde aramalıdır. Yalan, aldatma ve baskı üzerine kurulu politikaları nedeniyle insanlar artık Pakistan’ı hor görmekte ve bu da nefret dolu eleştirilerle kendini göstermektedir.

Pakistan’daki tüm ezilen etnik gruplar, Pakistan’ın zorla reddettiği haklarını talep etmek için ayağa kalkmıştır. Pakistan ise kendini kafası karışık bir halde bulmuş ve yine başkalarını suçlamaya başvurmaya başlamıştır. Ünlü Urdu şairi Rehat Indori’nin bir zamanlar söylediği gibi;

“Burada bir yangın çıkarsa, birçok başka ev zarar görür; çünkü bu sadece bizim evimiz ile sınırlı değildir.”

Pakistan’ın yaktığı ateş artık kendi vatanına ulaşmış durumda ama onu söndürecek ne enerjisi ne de gücü bulunuyor…

Exit mobile version