Allâh Celle Celâluhu tarafından vahyedilen İslami sistem, kutsal ve İlahi olarak belirlenmiş bir yaşam ve hukuk sistemidir. İnsan iradesi, siyasi ideoloji ya da etnik kimlikten doğan beşeri sistemlerin aksine, İslami sistem hem köken hem de amaç bakımından öne çıkar. Bu bölümde, İslami sistemin temeli olan İlahi yapısını ele alacağız.
1. İlahi Bir Sistem
İslami sistemin en belirleyici ve yüce özelliklerinden biri, Rabbani, yani doğası itibariyle İlahi olmasıdır. İlahi rehberlikle gelen bu sistem iki temel özellikle karakterize edilir:
– Kaynağı ve kökeni bakımından İlahidir.
– Amacı ve hedefi bakımından İlahidir.
A. İlahi Köken:
İslami sistem; insan iradesinden, bir kabilenin geleneklerinden, bir siyasi partinin vizyonundan veya bir milletin fikir birliğinden doğmaz. Bilakis Allâh Celle Celâluhu tarafından emin bir melek olan Cebrail aracılığıyla Peygamberimiz Muhammed’e (sav) indirilen vahyedilmiş bir sistemdir. İnsanlığın Yaratıcısı’nın sonsuz hikmetine ve iradesine dayanır.
Kur’an-ı Kerîm bu gerçeği birçok ayette teyit eder. Bu ayetlerden bazıları şunlardır:
“Hâlâ cahiliyye hükmünü mü arıyorlar? Kesin olarak inanan bir toplum için Allâh’tan daha güzel hüküm veren kimdir?”
— Maide 5:50
“Kim Allâh’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar kâfirlerin ta kendileridir.”
— Maide 5:44
“Kim Allâh’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir.”
— Maide 5:45
“Kim Allâh’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar fasıkların ta kendileridir.”
— Maide 5:47
B. İlahi Hedef:
İslam sistemi, bir devletin yönetimi veya idaresiyle sınırlı değildir. Aksine amacı siyasetin ve hukuki yapıların ötesindedir. Nihai hedefi, insanlığın batıl güçlerin esaretinden kurtulması, adaletin tesisi, tevhidin yayılması ve yalnızca Yüce Allâh’a ibadet edilmesidir.
Bu sistem manevi, sosyal, ekonomik, hukuki ve siyasi yönler de dahil olmak üzere insan hayatının tüm boyutlarını kapsar. Sapkınlıktan kurtuluşa götüren bir rehberlik sunar ve hem bu dünyada hem de ahirette başarı vaat eder.
Allâh Celle Celâluhu Kur’an’da şöyle buyurur:
“De ki: ‘Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi Allâh içindir. O’nun hiçbir ortağı yoktur. Bana bu emredildi ve ben Müslümanların ilkiyim.”
— En’am 6:162–163
Bu ayet; ibadet, kurban, hayat ve ölüm de dahil olmak üzere her eylemin yalnızca tek olan Allâh’a adanması gerektiğini ifade eder. İslam sisteminin kapsamlı yapısı budur; İlahi iradeye tam bir teslimiyet.
















































