IŞİD: İstihbarat Teşkilatlarının Aracı

Raşid Şefik

#image_title

Son yıllarda İslam toplumunun karşı karşıya kalduğu en önemli zorluklardan biri, sözde İslam Halifeliği adı altında sapkın IŞİD örgütüyle yürütülen genç neslin ideolojik sapması olmuştur. İslam dünyasında tırmanan krizler ve olaylar, istihbarat teşkilatlarına Müslümanların dini değerlerini baltalayan kötü niyetli gündemlerini birbiri ardına yürütme fırsatı sağlamıştır.

Bu teşkilatlar, eğitilmiş ajanları aracılığıyla İslam Halifeliği kisvesi altında Müslüman Ümmeti’nin gençliğini yanıltmaktadır. Aşırı ideolojilerle motive olan bu kişiler, kutsal dini mekanları kirleterek ve Müslüman Ümmeti’nin cesur bireylerini şehid ederek insanlık ve İslam haklarını ihlal etmektedir.

IŞİD, İslam’ı temsil ettiğini iddia ediyor, ancak gerçekte eylemleri İslam’ın hoşgörü ve adalet ilkeleriyle çelişiyor. İslam, Kuran’da vurgulandığı gibi insan haklarının ve onurunun korunmasını ister:

“Andolsun ademoğlunu mükerrem kıldık.”

(Kur’an 17:70)

Peygamberimiz Muhammed (s.a.v.) Medine’de İslami sistemi kurduğunda, bu sistem insan onurunu koruma ilkesine dayanıyordu. Bu onur, dini inançları ne olursa olsun tüm bireyler içindi.

İslam, savaş alanında bile insan onurunun korunmasını sağlamak için yasalar koymuştur. Bunun aksine IŞİD ise masum insanları öldürüyor, mahkumlara işkence ediyor ve takipçilerini İslami sisteme karşı savaşmaya teşvik ediyor.

Bu felaket fırtınası bölgeyi kasıp kavururken, uzun süredir sömürgeci güçlerin hedefi olan Afganistan da bu planların kurbanı oldu. Sevgili ülkemizin Amerikan ve NATO işgalcilerinin baskısı altında olduğu ve belirsiz bir gelecekle karşı karşıya kaldığı bir dönemde, istihbarat teşkilatları Afganistan’da İslam Halifeliği kisvesi altında IŞİD olarak bilinen grubu harekete geçirdi. Amaçları, yoksul Afganları gizli amaçlarını ilerletmek için manipüle etmekti.

Ancak Yüce Allâh’a şükürler olsun ki, O’nun lütfu ve cesur Afgan halkının fedakarlıkları sayesinde, planları sistematik olarak engellendi ve Afganistan’daki kötü niyetleri gerçekleşmedi.

Günümüzde İslam ümmetinin gençleri, İslam öğretilerinin özüne inerek ve İslam sistemini kapsamlı bir şekilde inceleyerek, IŞİD’in modern zamanın Haricilerini temsil ettiğini ve aynı zamanda istihbarat teşkilatlarının piyonları olarak hareket ettiğini fark ettiler. Temelde İslam sistemine karşı olan IŞİD, aşırılıkçı ve tekfirci ideolojisini, İslam’ın saygı duyulan imajını küresel ölçekte lekelemek için kullanıyor.

Bugün, şehidlerimizin özlemi olan İslam sistemi, ülkemizde zafere ulaşmış ve kapsamlı barış ve Şeriat’ın uygulanmasına başlanmıştır. İlim adamlarının, entelektüellerin ve kültürel figürlerin Batı komplolarına karşı yorulmadan çalışmaları esastır. Onlar da gençler arasında toplumsal farkındalığı artırmaya ve dine ve halka hizmet etmeye aktif olarak katılmalılar.

Tarihten dersler çıkararak, İslam ümmetinin gençlerinin sömürgeci oluşumların kurbanı olmasını önlemek gerekir. Yabancıların komplolarının gerçekleşmeden önce ortadan kaldırılması onların İslami ve dini görevidir. Dahası küresel İslam topluluğu, yalnızca askeri operasyonlara güvenmeyip aynı zamanda IŞİD’in ideolojisine karşı entelektüel bir mücadeleye girerek IŞİD’e karşı birleşik bir strateji benimsemelidir.

Exit mobile version