IŞİD Haricilerinin Afganistan İslam Emirliği’ne Karşı Kara Propagandası ve Eleştirilerinin Şer’i Değerlendirmesi    Bölüm 7  

Mevlevi Ahmed Ali

#image_title

19.yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başında, Âli Suud’a karşı Osmanlı’yı destekleyen Arap Müslümanları, tekfirci kesimler tarafından kâfirlerle ittifak bahanesiyle mürted olarak etiketlendiler.

 

Bunun nedeni, tekfirci bakış açısından Osmanlıların müşrik olarak kabul edilmesiydi. Osmanlı’yı İslam Devleti olarak değil, kavmi ya da kafir bir devlet olarak niteliyorlardı. Bu yönde çok sayıda fetva ve açıklama yayınlanmıştı.

 

Osmanlı Halifeliği ile ilgili yazılan kitapların, makalelerin ve yazıların çoğu, Osmanlı’yı direkt olarak kâfir ilan ediyordu.

 

Ancak vasat bir yaklaşım benimseyen, Müslüman Ümmetin acılarına empati duyan, siyasi ve cihadi bir anlayışa sahip olan ve Osmanlı’nın düşüşünün yıkıcı sonuçlarını kavrayan Muhammed bin Abdulvehhâb’ın takipçisi çağdaş diğer Suud alimleri ve Mücahidleri ise, Suud’un İngiliz sömürgeci güçlerle işbirliği yapmasını sert bir şekilde eleştiriyorlardı.

 

İslam Ümmeti’nin zayıflık döneminde Osmanlı Devleti, birçok pratik ve ideolojik eksikliğine rağmen İslam dünyası için son umut ve sığınak kaynağıydı. Kafir dünya, aşağıda saydığımız maddeleri hedef edinip bu son sığınağı ortadan kaldırmaya çalıştı:

 

– İslam dünyasını küçük ve parça parça varlıklara bölmek.

– İslam topraklarındaki doğal kaynakların kontrolünü ele geçirmek.

– İslam hukukunu laik, beşeri yasalarla değiştirmek ve İslam topraklarında İslam Ümmeti’nin refahından çok şahsi, iç ve Batı çıkarlarını önceliklendiren zayıf ve zalim diktatör rejimler kurmak.

– İslam Ümmeti’ni birleşik bir liderlikten ve merkezi otoriteden mahrum etmek.

 

Sonuç olarak İslam Ümmeti birleşik bir liderlikten ve merkezi bir otoriteden mahrum bırakıldı.

 

Müslümanlara Karşı Kâfirleri Desteklemek Hususunda Şeyh Muhammed bin Abdulvehhâb’ın Pozisyonu:

 

Şeyh Muhammed bin Abdulvehhâb (Allâh ona rahmet etsin), Müslümanlara karşı kâfirlere yardım etmeyi veya onlarla aynı tarafta olmayı kesin olarak reddetmişti. Bunu imanı geçersiz kılan şeylerden biri olarak sıralamaktaydı. İmanı geçersiz kılan hususlar hakkındaki risalesinde bunu sekizinci madde olarak zikretmiş ve şöyle demiştir:

 

“İmanı bozan sekizinci şey: Müşrikleri desteklemek ve Müslümanlara karşı onlara yardım etmek. Bunun delili Allâh’ın şu kavlidir:

‘Ey iman edenler, yahudi ve hristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse, kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allâh zalimler topluluğunu doğruya iletmez.’ (Maide Suresi-51)”

Exit mobile version