IŞİD: Halifesi Olmayan Halifelik Bölüm 9

Yazar: Suruş Nikseyr

DAEŞ’in Geleceği; İslam Ümmetinin Aşırılığa Tepkisi
Harici DAEŞ’in yükselişi ve çöküşü, tüm İslam ümmeti için bir uyarıydı. Bu örgüt sadece binlerce masum insanı öldürmekle kalmadı aynı zamanda İslam’a çarpık ve şiddet içeren bir imaj kazandırdı ve bu imajın etkileri bugün hala devam ediyor.
DAEŞ’in dünyaya sergilediği sahneler nedeniyle bazı insanlar halen İslam’ı aşırılık, cinayet ve yağma dini olarak tanımaya devam ediyor. Ancak hikaye burada bitmiyor.

Asıl soru şudur: İslam ümmeti, benzer bir felaketin tekrar yaşanmasını nasıl önleyebilir? Cevap, aşırılığın köklerini derinlemesine incelemek ve bunları ele almak için pratik adımlar atmakta yatmaktadır.

İlk adım, eğitim müfredatlarının reformudur. DAEŞ’e katılan gençlerin çoğunun gerçek İslam hakkında çok az bilgisi vardı. Okullar ve üniversiteler, kuru ve katı materyaller yerine, merhamet, adalet ve akılcılık temelinde dinin temellerini öğretmelidir.

Malezya ve Endonezya’da, dinler arası diyaloğa ve farklılıklara hoşgörüye odaklanan yeni müfredatlar hazırlandı. Bu programlar, gençleri aşırı fikirlerden korumada etkili olduğunu kanıtlamıştır.

İkinci adım, ekonomik ve sosyal koşulları iyileştirmektir. Yoksulluk ve eşitsizlik, aşırılık için verimli bir zemin oluşturur. Gençler gelecekten umutsuz olduklarında ve hiçbir umutları olmadığına inandıklarında, bu his şiddet ve aşırıcı gruplara yönelme eğilimine dönüşür. İslam ülkeleri, umutsuzluk yerine umudu teşvik eden iş fırsatları oluşturan kalkınma programlarına ihtiyaç duyuyor. Afganistan İslam Emirliği de bu gerçeği kavradı ve büyük ulusal projelerde istihdam fırsatları sağlamak için çabalar başlattı.
Medya bu alanda önemli bir rol oynamaktadır.

DAEŞ, propagandasında sanal dünyayı istismar etti ve bugün İslam ümmeti bu alanı olumlu ve eğitici içerikle doldurmalıdır. İslam’ın gerçek yüzünü, barış ve hoşgörü dini olarak, aşırılık, cinayet ve yağmaya yer olmayan bir din olarak sergileyen programlar sunulmalıdır. İslam Emirliği de anladığı bu gerçek doğrultusunda gençleri ve entelektüel çalışanları aracılığıyla yoğun çaba sarf ederek medya ağını genişletmeye çalışmaktadır.
Son olarak, İslam ümmeti arasındaki birlik zorunludur.

Şiiler ve Sünniler, Araplar ve Arap olmayanlar arasındaki bölünmeler, sadece DAEŞ gibi aşırı gruplara ve diğer İslam düşmanlarına alan açtı. Tüm mezheplerin önde gelen alimleri, aşırılığa karşı birleşik bir sesle bir araya gelmelidir.

İslam ümmetinin geleceği, bugünkü kararlarımıza bağlıdır. Geçmişten ders alabilir ve gençliğimizin şiddet yerine bilim ve kalkınmaya yöneldiği yeni bir yol çizebiliriz. İslam, yaşam ve umut dinidir ve bu gerçek mesaj dünyanın her köşesine ulaşmalıdır. Böylece DAEŞ ve Hariciler yeniden ortaya çıkmaz, İslam’ın gerçek temiz yüzü cinayet, yağma ve yıkımla lekelenmez ve İslamofobi beslenmez.

Exit mobile version