İddiadan Eyleme: Modern Zaman Haricilerinin Kötü Eylemlerini Açığa Çıkarmak Bölüm 1

Usame Nehzat

 

İslam Ümmeti’nin tarihi boyunca kendi saflarından çok sayıda grup, hareket ve parti ortaya çıkmıştır; her biri kendisini İslam’ın gerçek bir destekçisi, İlahi yolun adanmış bir takipçisi ve hakikat bayrağının taşıyıcısı olarak tasvir etmiştir.

Bunlar arasında bazı gruplar iddialarına sadık kalmış, sözleri ve eylemleri arasında tutarlılık sağlamıştır. Ancak diğerleri, ümmetin kolektif zihniyetini manipüle etmek için içi boş sloganlara ve aldatıcı söylemlere güvenmiştir. Bazı gruplar ise, yüce iddiaları ile gerçek davranışları arasında gök ile yer arasındaki mesafe kadar büyük bir uçurum oluşturmuştur.

Modern çağda her biri kendi bayrağı altında, gerçek İslam’ı temsil ettiğini iddia eden ve Müslümanları kendi davalarına çağıran çeşitli hareketler bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bunlardan en kötü şöhretlisi ise eylemleri, ilan ettikleri İslami idealleriyle açıkça çelişen DEAŞ’tır. Bu makale dizisi, onların sloganları ile acımasız gerçeklikleri arasındaki derin uyumsuzluğu incelemeyi ve ümmete verdikleri ağır zararı ortaya koymayı amaçlamaktadır.

DEAŞ Hariciler, sözde halifelik ilanlarından bu yana Müslüman dünyasını aldatmaya çalışan yanlış yönlendirilmiş bir gruptur. Kendilerini dini terminoloji ve dindarlık kisvesi altında gizleyerek, çekici ama içten içe zehirli bir söylem kullanmışlardır. Bununla da özellikle kendilerine çekmeyi amaçladıkları gençleri hedef almışlardır.

Bu dizinin her bölümünde, Hariciler tarafından yayılan içi boş sloganlardan birini analiz edecek ve onların gerçek davranışlarına mercek tutacağız. İnşâAllâh bu analiz, onların din kisvesi altında İslam ümmetine en büyük zararları nasıl verdiklerini ortaya çıkaracaktır.

Müslüman gençlerin dini coşkusunu istismar ederek, onları ailelerinden, toplumlarından ve İslam’ın gerçek yolundan koparan bu grup, gençleri yıkım yoluna sürüklemiştir. Onların sadece hayatlarını mahvetmekle kalmamış, aynı zamanda onları Müslüman dünyasında fitne ateşini tutuşturmak için odun olarak kullanmıştır.

İslam’ın ilk yüzyıllarındaki ideolojik atalarını anımsatan bir şekilde modern Hariciler de dini bir görünüm sunarak sıradan, samimi bireyleri avlamıştır.

Bu grubun eylemleri üzerine kısa bir düşünme bile ürpertici bir gerçeği ortaya koymaktadır; onların gerçek düşmanlığı küresel zorbalara ve küfür ordularına değil; inananların kendilerine, yani Kıble ehlinedir. Sapkın ideolojilerine karşı çıkanları kâfir ilan edip, çekinmeden önüne çıkan her masumun kanını dökmüşlerdir.

Birlik, cihad, hilafet ve şeriat sloganları, Haricilerin liderliğinin siyasi hırsları için süsten başka bir şey değildi. Bu sloganlar onlara İslam’ın kutsal ilkelerine samimi bağlılıklar olarak değil, sadece egemenlik arayışlarında bir araç olarak hizmet etti.

DEAŞ’ın Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat arasında iğrenç bir nesne haline gelmesine yol açan bu hain ve ikiyüzlü eylemleriydi. Tüm büyük İslami ekollerin önde gelen alimleri, bu gruba karşı kararlı bir duruş sergileyerek, sapkınlığını açık ve kesin terimlerle kınadı.

Bu yazı dizisinin genç Müslüman nesil için bir işaret fişeği görevi görmesini umuyoruz; onlara bu tür fitnelere karşı koyabilmeleri için anlayış ve berraklık aşılamasını diliyoruz. Tâ ki natılı, sapkınlığı ve yıkımı maskeleyen dini sloganların yüzeysel güzelliğine aldanmasınlar.

Exit mobile version