Haricilerim işlediği on dokuz büyük günahı ele aldıktan sonra, şimdi İslami ilkelerden sapmalarını yansıtan üç yıkıcı eylemin daha ayrıntılı bir incelemesine devam ediyoruz:
20. Ateşle Yakma (İnsanlara Ateşle İşkence veya İnfaz Etme)
İslam’da ateşle cezalandırma kesinlikle yasaktır. Bu ciddi yasak, Peygamberimiz Muhammed’in (S.A.V.) birçok sahih rivayetinde vurgulanmıştır:
«لَا يُعَذِّبُ بِالنَّارِ إِلَّا رَبُّ النَّارِ»
“Ateşin Rabbinden başkası ateşle azap edemez.”
(Buhari, Hadis 3016)
Bir başka hadis-i şerifte ise askeri komutanlara şu talimatı vermiştir:
«إذا وجدتموهم فاقتلوهم, ولا تحرقوهم, فإنّه لا یعذّب بالنار إلا الله»
“Onları (düşmanı) bulduğunuzda öldürün ama yakmayın; çünkü Allâh’tan başka ateşle azap edecek yoktur.”
(Sahih Buhari, Cihad)
Bu hadisler, insanları yakmanın -ister savaşta, ister esaret altında, ister ceza olarak- yalnızca Yüce Allâh’a mahsus bir eylem olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Ancak aşırı Tekfirci ideolojileri tarafından yönlendirilen Hariciler, bu İlahi emre açıkça meydan okuyarak esirleri ve muhalifleri diri diri yakmaya, onları acımasız yöntemlerle infaz etmeye başvurmuşlardır.
21. İlme ve İlim Ehline Karşı Savaş Açarak Cehaleti Yaymak
İslam, ilmi ve ilim sahiplerini saygın bir rütbeye yükseltir. Alimler, insanları İlahi yola yönlendiren ümmetin yol gösterici ışıkları olarak kabul edilirler. Yüce Allâh şöyle buyurur:
“يَرْفَعِ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ وَالَّذِينَ أُوتُوا الْعِلْمَ دَرَجَاتٍ”
“Allâh, içinizden iman edenleri ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltir.”
(Mücadele Suresi, 58:11)
قُلْ هَلْ يَسْتَوِي الَّذِينَ يَعْلَمُونَ وَالَّذِينَ لَا يَعْلَمُونَ
“De ki: ‘Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?'”
(Zümer Suresi, 39:9)
Kudsi bir hadiste de şöyle buyrulmuştur:
«من عادى لي وليا فقد آذنته بالحرب»
“Kim benim bir velime düşmanlık ederse, ben de ona savaş ilan ederim.”
(Buhari, Hadis 6502)
Âlimler, ilmi korumaya ve yaymaya adanmışlıkları nedeniyle Allâh’ın evliyaları (dostları) arasında kabul edilirler. Bu nedenle onlara düşmanlık, Allâh’a düşmanlık etmekle eşdeğerdir. Ancak Hariciler, Kuran öğretilerine ve peygamberlik geleneklerine açıkça aykırı olarak, İslam dünyasının âlimlerini kâfir ilan etmişlerdir. İdeolojik yanılgılarıyla doğru âlimleri kâfir olarak damgalayarak, İslami ilmin koruyucularına karşı fikri ve fiziksel bir savaş başlatmışlardır.
22. Anne-babaya itaatsizlik
İslam’da büyük günahların en büyüğü, anne-babaya itaatsizliktir. Kur’an sadece Allâh’a ibadet etmeyi değil, aynı zamanda anne-babaya da iyi davranmayı açıkça emretmektedir. Yüce Allâh şöyle buyurur:
وَقَضَىٰ رَبُّكَ أَلَّا تَعْبُدُوا إِلَّا إِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَانًا
“Rabbin, kendisinden başkasına ibadet etmemenizi ve anne-babaya iyi davranmanızı emretti.”
(İsra Suresi, 17:23)
Peygamber (s.a.v.) de bunu vurgulayarak şöyle demiştir:
«ألا أنبئكم بأكبر الكبائر؟ الإشراك بالله، وعقوق الوالدين…»
“Size en büyük günahlardan birini haber vereyim mi? Allâh’a ortak koşmak ve ana-babaya isyan etmek…”
(Buhari, Hadis 5976)
Bu günahın şiddetine ve ona karşı yapılan açık uyarılara rağmen, Hariciler ana-babalarının haklarına ve statülerine karşı açık bir saygısızlık göstermişlerdir. Eylemleri, yalnızca toplumsal düzene karşı değil, aynı zamanda İslam ahlakının en temel ilkelerine karşı daha geniş bir isyan örüntüsünü yansıtır.
Haricîler, kendilerini tekfir yoluyla İslam saflığının nihai uygulayıcıları olarak konumlandırırken, eylemleri köklü bir çelişkiyi ele verir. İnsanları yakmak, alimlere saldırmak ve ebeveynlere saygısızlık etmek gibi Kuran ve Sünnette kınanan en büyük günahları işleyerek, savunduklarını iddia ettikleri inancın kendisini zayıflatırlar. Mirasları dindarlık ve reform değil; cehalet, vahşet ve İslam’ın temel değerlerine karşı isyandır.