Rusya, önemli jeopolitik ve sembolik bir adım atarak, ülkenin uluslararası izolasyonunun sonlandırılması yönünde önemli bir adım atarak Afganistan İslam Emirliği’ni resmen tanıdı. Bu tarihi karar, yalnızca Afganistan’ın yeni liderliğine duyulan güvenin artmasının bir göstergesi değil, aynı zamanda bölge genelinde barış ve istikrar için de önemli bir andır.
İslam Emirliği, akıllı ve yetenekli liderliği altında, ülke genelinde düzeni ve güvenliği sağlama yeteneğini sürekli olarak göstermiştir. Rusya tarafından tanınma, bu çabaların açık bir teyidi, duygusallığa ya da hayırseverliğe değil, stratejik hesaplamaya ve sahadaki gerçeklerin ayık bir değerlendirmesine dayanan siyasi bir onaydır.
Gerçekten de bu an, Kur’ân-ı Kerîm’de vaat edildiği gibi İlahi bir güvenceyi yansıtmaktadır:
“Ey İman Edenler! Eğer siz Allâh’a yardım ederseniz, O da size yardım eder.” (47:7)
Bu, Allâh’ın vaadinin geçici dünyada bile yerine getirildiğinin açık bir göstergesi değil midir?
Büyük bir küresel güç olan Rusya, uzun zamandır Afganistan’ın siyasi yörüngesinde ciddi bir rol oynamıştır. Hem bölgesel karmaşıklıkları hem de küresel dinamikleri açıkça anlayan Moskova, kendisini uluslararası krizlere gerçek çözümler arayan bir devlet olarak konumlandırmıştır. İslam Emirliği ile resmi olarak ilişki kurma kararı, Afganistan’ın gelişen gerçekliklerinin ve kapsayıcı diplomasi gerekliliğinin giderek daha fazla kabul edildiğinin altını çizmektedir.
Bu kabulün etkileri, ikili sembolizmin çok ötesine uzanır. Ekonomi, güvenlik, kültür ve yeniden yapılanma alanlarını kapsayan iki ulus arasındaki kapsamlı işbirliğinin de temelini oluşturur. Ayrıca Rusya’nın hamlesi diğer ülkelerin Afganistan’a karşı tutumlarını yeniden değerlendirmeleri ve daha yapıcı bir angajman düşünmeleri için ikna edici bir emsal teşkil eder. Uluslararası toplum, Kabil’i izole etmek yerine, uzun süredir parçalanmış bir devleti istikrara kavuşturmada kayda değer ilerleme gösteren bir hükümeti destekleme fırsatıyla karşı karşıyadır.
İslam Emirliği, iktidara geldiğinden beri şiddeti azaltmaya, aşırılıkçı ve isyancı gruplarla mücadele etmeye ve vatandaşları için güvenli bir ortam oluşturmaya yoğun bir şekilde odaklanmıştır. Genellikle yeterince bildirilmese de bu başarılar, onlarca yıllık kaosu tersine çevirmeye yardımcı olmakta etkili olmuştur. Dolayısıyla Rusya’nın tanınması sadece siyasi bir jest değil, zorlu koşullar altında kaydedilen ilerlemenin bir kabulü ve artan uluslararası işbirliği için potansiyel bir katalizördür.
Ayrıca, resmi tanınma Afganistan’ın yeniden inşasında önemli olabilir. Yıllarca süren savaş ülkenin altyapısını yok etmiştir, ancak Rusya’nın bu öncü adımıyla daha uygulanabilir hale gelen uluslararası işbirliğiyle sürdürülebilir kalkınma, ekonomik canlanma ve Afgan halkı için iyileştirilmiş yaşam koşulları için yenilenen bir umut doğmuştur.
Sonuç olarak Rusya’nın İslam Emirliği’ni tanıması derin bir diplomatik atılımı ve Afganistan için büyük bir zaferi temsil etmektedir. Ülkenin artık bir parya olarak değil, ortaklık ve saygıya layık egemen bir devlet olarak görüldüğü yeni bir bölümün başlangıcını işaret ediyor. Küresel düzen yeni gerçeklere uyum sağlarken, diğer ulusların da Rusya’nın örneğini takip edip Afganistan’ın meşru hükümetiyle etkileşime girmek için daha yapıcı, gerçekçi ve işbirlikçi bir yaklaşım benimsemeleri umulmaktadır.
















































