Uzun süren işgal ve krizin ardından Afganistan artık bağımsızlık, güvenlik ve İslami yönetimin belirleyici bir aşamasına girdi. Ancak bu kritik kavşakta, IŞİD gibi aşırılıkçı gruplar bölünme, güvensizlik ve şiddet ekerek ülkenin ilerlemesini istikrarsızlaştırma çabalarına başladı. Amaçları ise yabancı güçlerin başarısız olan hedeflerini yeniden canlandırmak ve Afganistan’ın Müslüman ve Mücahid ulusunun yolunu rayından çıkarmak.
Katı ve tekfirci ideolojilere kök salmış olan IŞİD, bölgedeki hegemonik ve istihbarat güçlerinin sürekli bir vekili olarak faaliyet gösterdi. Grubun varlığı Afganistan’da hiçbir meşruiyete veya sosyal statüye sahip olmadı ve halkının dini, hukuki ve kültürel değerleriyle açıkça çelişti. Afganistan’ı şu anda yöneten İslami sistem, Şeriat’a sıkı sıkıya bağlı ve saygın alimler, dini liderler ve Kuran hafızları tarafından yönetilirken, IŞİD ise çarpıtılmış, batıl ve utanç verici bir versiyonu teşvik ediyor. IŞİD, ayrım gözetmeyen cinayetler, anlamsız aşırılıkçılık ve diğer Müslümanları tekfir etme yoluyla, İslam’ın asil imajını zedelemekten ve İslam ümmetine itibarsızlık getirmekten başka bir şey başaramıyor.
İslam hukuku açısından, meşruiyetini ilahi Şeriat’tan alan ve İslam çerçevesinde faaliyet gösteren yöneticiler tarafından yönetilen bir hükümete karşı herhangi bir silahlı ayaklanma veya şiddetli saldırı bir isyan eylemi olarak kabul edilir ve caiz görülmez. İslam bu tür eylemleri sadece yasaklamakla kalmaz, aynı zamanda Şeriat ilkelerine göre sağlam ve yasal bir yanıtı hak ettiğini de teyit eder.
Onlarca yıl boyunca yabancı işgaline cesurca direnen ve inançlarını, vatanlarını savunmak için muazzam fedakarlıklar yapan Afgan halkı, IŞİD’in aldatıcı doğasının gayet farkındadır. Bu grup, dini söylemler kisvesi altında birliği bozmayı, İslami inancı zayıflatmayı ve ülkeyi kaosa sürüklemeyi amaçlayan dışarıdan desteklenen projelerin devamını temsil etmektedir.
Bugünün Afganistan’ı, yabancı askeri varlığın olmadığı ve sömürge kültürünün etkisine karşı bağışık, egemen bir İslam ülkesi olma yolundadır. Böyle bir ülkede, IŞİD’e veya yolsuzluk, şiddet ve aşırılıkçılığı yaymaya çalışan herhangi bir gruba yer yoktur. Afganistan’ın akıllı ve dindar Müslüman halkı dinini, vatanını ve kutsal değerlerini savunma taahhüdünde inşâAllâh kararlı kalacaktır.