Maalesed aldatma ve sıkıntıyla dolu bir çağda yaşıyoruz, sayısız manipülasyon biçiminin bireyleri yorgun ve toplumları parçalanmış bıraktığı bir dünyada bulunuyoruz. Afganistan ve halkı da maalesef bu durumdan muzdariptir. Zaman zaman onlar da bu şeytani oyunların kurbanı olmuş, sahte vaatler ve gizli planlarla geçici olarak yanlış yönlendirilmişlerdir.
IŞİD de birçok bölgede -özellikle Afganistan’da- bir dayanak noktası kurma, takipçi toplama ve kötü etkisini genişletme çabasıyla, savunmasız toplulukları manipüle etmek, tuzağa düşürmek ve sömürmek için tasarlanmış bir dizi aldatıcı taktik kullanmıştır.
İşte IŞİD’in Afganistan’daki taktiklerinden bazıları:
1. Sahte Vaatlerle Aldatma:
IŞİD’in Afganistan’da kullandığı en önemli taktiklerden biri sahte vaatlerle aldatma stratejisidir; sahte umutlar aşılamak ve bireyleri zenginlik, statü ve güç vaatleriyle kandırmak onların ilk tuzağıdır.
İnsanları boş ve ruhsuz ideolojilerine çekmek için maddi cazibelere başvurmuşlardır. Bu yaklaşım, uzun süredir sömürgecilik kisvesi altında benzer taktikleri kullanarak Üçüncü Dünya ülkelerindeki ulusları manipüle etmek ve boyunduruk altına almak için kullanan küresel emperyal güçlerin tarihsel stratejisine benzemektedir.
Afganistan’ın ekonomik olarak zor durumda olan bir ulus olarak algılanması göz önüne alındığında, örgüt bu zaafı finansal kazanç vaadiyle ve geçici otorite pozisyonları sunarak istismar etmiştir. Amaçları ise umutsuz ve hayal kırıklığına uğramış olan kişileri ideolojik ağlarına çekmekti.
Ancak onlarca yıl süren yoksulluk ve sıkıntıya rağmen Afgan halkının dirençli kaldığı kesin olarak bilinmektedir. Büyük çoğunluk bu tür cazibelere yenik düşmemiştir. Tarih, yabancı gündemlerle uyumlu olarak iktidara gelen ve dış aktörlerin planlarını benimseyen küçük bir kukla azınlığa tanıklık etse de, bunlar hiçbir zaman Afgan ulusunu bir bütün olarak temsil etmemiştir.
IŞİD’in kısa süreliğine nüfuz ettiği bölgelerde, grup yerel halkı büyük vaatlerle aldatmaya çalışmıştır. Ancak hak ehli alimlerin varlığı sayesinde gerçek hızla ortaya çıkmıştır. Sadece günler içinde yanlış yönlendirilen birçok kişi aklını başına toplamış, bu tuzaktan kurtulmuş ve samimi alimlerle omuz omuza durarak IŞİD’i püskürtmüştür.
2. Aptal Yerine Koymak:
IŞİD, başlangıcından bu yana egemenlik ve boyun eğdirme zihniyetiyle faaliyet göstermiştir. Kibir ve cehaletten beslenen bu grup, inançlarını aşındırmak ve toprakları üzerinde ideolojik ve fiziksel kontrol iddia etmek amacıyla insanları entelektüel olarak aşağı görerek, sıklıkla bu taktiği kullanmıştır.
İlim ve dindarlığın azaldığı yerlerde bu taktik verimli bir zemin bulmuştur. Birçok ulus, bağımsızlıklarını ve kültürel kimliklerini bu planla dış güçlere teslim etmiştir. Yine de Afganistan’da IŞİD’in bu küçümseyici taktikleri sürekli olarak başarısız olmuştur.
İlmi derinlikten ve manevi berraklıktan yoksun hareketler -çoğu zaman kendileri de yozlaşmış ideolojilerin ağlarına yakalanmış- aldatmacalarını başkalarına yaymaya çalışırlar. Ancak kritik bir gerçeği göz ardı ederler: Afganistan alimlerin, dindar liderlerin ve uyanmış bir halkın ülkesidir. Halkı düşman komploları karşısında hiçbir zaman savunmasız bırakılmamıştır. İnanca ve ilme olan bu kararlı bağlılık, onların devam eden başarılarının ve kalıcı özgürlüklerinin sırrıdır.
Netice olarak bu bölümdeki kısa tartışmalar net bir sonuca varmaktadır; Afganistan Rabbimizin izniyle fethedilemez ve halkı hiçbir şekilde köleliğe boyun eğmez.
Afgan halkı dini inançlarına ve manevi mirasına sıkı sıkıya bağlı kaldığı sürece yenilmez kalmaya devam edecektir. Düşmanları -ne kadar kurnaz olurlarsa olsunlar- böylesine sarsılmaz bir kararlılık karşısında eninde sonunda aşağılanma ve başarısızlıkla karşılaşacaktır.