İnsanlar, kolektif çabalar ve grup faaliyetleri yoluyla derin bir etki bırakabilir ve kalıcı değişiklikler getirebilir. Bireysel çabalar genellikle kapsam ve temel açısından zayıf ve asgari etkiyle sınırlıdır.
Bu gruplar çeşitli alanlarda faaliyet gösterir ve farklı hedeflere doğru çalışır. Bazı faaliyetler olumlu ve faydalı hedeflere odaklanırken, diğerleri olumsuz ve zararlı arayışlara odaklanır.
Birçok kişi siyasi güce ulaşmayı ve bir yönetim ortamı kurmayı hedefler. Bu amaç uğruna, her türlü yolu kullanarak ve halka yükledikleri önemli maliyetlere katlanarak büyük çabalar sarf etmeye isteklidirler.
Bu gruplar arasında, birkaç yıl önce ortaya çıkan ve karanlık ve kötü niyetli bir varlık gösteren IŞİD (DEAŞ) da yer almaktadır.
Son yıllarda, IŞİD ve sayısız şiddet içeren vahşeti halk tarafından iyi bilinir hale geldi. Çok az kişi bu grubun eylemleri, hedefleri ve kışkırttığı trajik olaylarla aşina değildir.
DEAŞ, amaçlarına ulaşmak için yasadışı, şiddet içeren ve korkutucu eylemlerde bulunmaya istekli olduğunu göstermektedir. Grup, bireylere ve topluma karşı işlenen suçlara karşı hiçbir saygı göstermemektedir. DEAŞ’ın genel nüfusa yönelik birincil tehdidi, can kaybı ve verilen zarardır.
Bu eylemler, grubun üyelerine aşılanan ideolojilerden ve zihniyetlerden kaynaklanmaktadır. İnançları kendilerini doğru, başkalarını ise suçlu olarak görmelerini sağlar; kendilerini hak ışığının takipçileri olarak algılarken, başkalarını karanlığın takipçileri olarak damgalarlar.
Bir birey, karakterini şekillendiren ve tüm yeteneklerini seçilen yola yönlendiren düşüncelerinin esasen bir ürünüdür. Bazen bu düşünceler doğru yolla örtüşür ve bireyin hizmet etmesini ve değişim başlatmasını sağlar. Ancak ne yazık ki, dış ve iç etkiler bireyleri yanlış yola da sürükleyebilir, yanlış yolu seçip yıkım ve rezil bir duruma düşmelerine de neden olabilir.