Ali (RA) ile Hariciler Nehravan’da karşı karşıya geldi. Ali (RA) onlara isyanlarının arkasındaki nedenleri sorduğunda, Hariciler şu sebepleri sıraladı:
-Cemel Muharebesi’nde kadınlar ve çocukların ganimet olarak alınmaması,
-Muaviye ile Sıffin’de yapılan ateşkeste Muaviye tarafının talebi üzerine Ali (RA)’ın ünvanı olan Emiru’l Mu’minin ünvanının çıkarılıp bu hususta Muaviye’ye itaat edilmesi,
-Ali’nin (RA) hakemlere karşı “Eğer halifeliğe layıksam, o zaman hakkımı tesis edin” şeklindeki ifadesi (bu ifade Haricilere göre onun halifeliğinin meşruiyeti konusunda şüphe içeriyor ve kendilerince bu ifadeyi sakıncalı görüyorlardı),
-Ali’nin (RA) zaten hakkı olan bir şey üzerinde hakemliğe razı olması. (Halbuki Ali’yi (RA) hakemliğe ölüm tehdidiyle razı eden kendileriydi. Ona bunu zorla kabul ettirdikten sonra bu sefer de neden kabul ettin diye ona karşı çıkmaya başladılar.)
Ali (RA) bu itirazlara değindi ve her şüphelerini çürüttü:
İlk itirazla ilgili olarak kadınların ve çocukların savaşa katılmadıklarını ve onların (kafir değil aksine) İslam yönetimi altında yaşayan Müslümanlar olduklarını açıkladı.
İkinci itiraza cevaben bunun Peygamberimiz Muhammed (SAV) tarafından yapılan Hudeybiye Antlaşması’na benzediğini belirtti ve “Peygamber (SAV) bana birgün onlarla benzer bir eylemde bulunacağımı söylemişti” dedi.
Üçüncü olarak hakemlerin seçimine ilişkin itiraza karşı da cevap vererek, hakemlerin atanmasının yalnızca adalet uğruna olduğunu açıklamış ve Peygamber zamanında Necran heyeti ile yapılan Mubahale olayına atıfta bulundu.
Dördüncü itiraza ilişkin olarak da Peygamberimiz Muhammed’in (s.a.v.) Sa’d bin Muaz’ı, hak Peygamberimiz (sav)’e ait olmasına rağmen, Beni Kurayza kabilesi için hakem olarak atadığını hatırlattı.
Ancak Haricilerin isyanı son bulmadı. Onların isyanının temel nedenleri aslında şunlardı:
1. Halifelik konusunda anlaşmazlık:
Bu, isyanlarının birincil nedeni olarak kabul edilir. Haricîler, liderlik konusunda katı ve aşırı bir görüşe sahiptiler ve mevcut liderlerin, kendilerinin sahip olduğu katı ölçütleri karşılayamadıkları için halifeliğe layık olmadıklarına inandılar. Ali ile Muaviye arasındaki ihtilafı bir liderlik anlaşmazlığı olarak algıladılar ve bu da onları her ikisine de isyan etmeye teşvik etti.
2. Tahkim Meselesi:
Haricîler, Ali’yi (RA) hakemliği kabul etmeye zorladılar. Hakemlik gerçekleştikten sonra ise bunun küfür olduğunu addrdip karardan vazgeçmesini istediler ve ve İslam’a geri dönmesini talep ettiler. Ali (RA) ise buna net bir şekilde karşılık vererek kafir olmadığını ve hakemlere her şart dahilinde değil, ancak Kuran’a göre hüküm verirlerse onlara tabi olacağını belirtip bu nedenle küfre girmediğini onlara anlatmaya çalıştı. Ancak Hariciler bunu kabul etmedi ve hakem tayinine razı olmanın kişiyi küfre sokacağına dair yanlış iddialarında ısrar ettiler.
3.Haricîler, vaaz ve konuşmalarında liderlerin baskıcı olduğunu ve kötülüklerin yaygınlaştığını iddia ettiler. Ancak gerçekte isyanları sırasında bizzat kendileri çok daha büyük haksızlıklar, kötülükler ve ahlaksızlıklar işlediler.
4. Ekonomik Faktörler:
Bunlara Peygamberimiz Muhammed (S.A.V.) ile Zu’l Huveysira olayı ve Osman’a (RA) karşı düşmanlıkları gibi olaylar da dahildir. Nitekim Hariciler, Osman’ın (RA) şehadetinden sonra, kamu hazinesini yağmalamaya ve savaş meydanında Ali’ye (RA) karşı çıkmaya devam ettiler.