IŞİD ile Siyonist rejim arasında doğrudan veya resmi bir bağlantı bulunmamakla birlikte, son yıllarda artan kanıtlar ve derinlemesine analizler, özellikle İslam ülkelerini istikrarsızlaştırma ve meşru cihad hareketlerini zayıflatma konusunda ikili arasında gizli bir çıkar birliğini ortaya koyuyor.
Yapı ve dış görünüşteki farklılıklara rağmen, Siyonist rejim ve günümüzün Haricileri olan IŞİD birçok alanda ortak bir zemin paylaşıyor. Bağımsız hareket etseler de yörüngeleri sürekli olarak kesişiyor. Bu makale, onların İslam’a ve İslam Ümmetine yönelik ortak düşmanlıklarının birkaç temel boyutunu vurgulamaktadır.
1. İslam’ın Gerçek İmajına Saldırı
IŞİD aşırı şiddeti, tekfiri ve insanlık dışı davranışlarıyla, küresel kamuoyuna İslam’ı yanlış bir imajla yansıtmıştır. Çarpıtma ve vahşete dayanan bu görüntü, İslam’ı şiddet ve terör dini olarak tasvir etmeye büyük yatırım yapmış olan Siyonist rejimin ve Batılı müttefiklerinin uzun süredir devam eden hedefini uygun bir şekilde desteklemektedir.
İslam’ın yanlış bir temsilini güçlendirerek, Siyonist rejim küresel toplumu İslami hareketleri varoluşsal tehditler olarak görmeleri için şartlandırmayı amaçlıyor. Bu çabada IŞİD, Siyonist ve Batılı propaganda makineleri tarafından yayılan İslamofobik anlatıları güçlendirerek, bilerek veya bilmeyerek, İslam düşmanları için oldukça yararlı bir araç haline geldi.
2. Cihad Hareketlerine Karşı Düşmanlık
İslam’ı savunduğu yönündeki retorik iddialarına rağmen, IŞİD pratikte diğer cihad gruplarına karşı, özellikle de Siyonist rejime doğrudan direniş gösterenlere karşı amansız bir savaş yürüttü. Gerçek bir İslami hareket İsrail baskısına meydan okumak için yükseldiğinde, IŞİD ilginç bir şekilde bu direnişi saptırmak, zayıflatmak veya tamamen yok etmek için ortaya çıktı.
Bu örüntü, birçok gözlemciyi IŞİD’in Siyonizm karşıtı güçlere karşı ortaya çıkmasının daha az tesadüfi ve daha koordineli göründüğünü fark etmeye yöneltti; bu durum, İslami bir bayrak kisvesi altında Siyonist çıkarlara hizmet eden bir varlığın eylemlerine benziyordu.
3. İslam Dünyasının Parçalanması
Siyonistlerin uzun zamandır temel stratejik hedeflerinden biri, büyük İslam ülkelerini daha küçük, daha zayıf ve daha kontrol edilebilir varlıklara bölmek olmuştur. “Yeni Orta Doğu” ve “Bernard Lewis Projesi” gibi planlarda dile getirilen bu vizyon, birleşik İslam güçlerini ortadan kaldırmayı ve bunların yerine kolektif direniş gösteremeyen kırılgan, bölünmüş devletler koymayı amaçlamaktadır.
IŞİD bu gündemi dikkate değer bir tutarlılıkla yerine getirmiştir. Sözde bir halifelik kurma bahanesiyle cihad cephelerini bölmüş, elde edilebilecek olan bir zaferi yok etmiş ve çekişmeleri derinleştirip İslam toplumlarının parçalanmasını hızlandırmak için aktif adımlar atmıştır. IŞİD’in eylemlerinin pratik etkileri birçok açıdan Siyonist rejimin eylemlerini yansıtmıştır.
-Uygulamada Ortak Özellikler
IŞİD ve Siyonist rejimin eylemlerinin daha yakından incelenmesi, metodoloji ve sonuçlarda yadsınamaz benzerlikleri ortaya koymaktadır:
a) Masum Sivilleri Katletmek
Her iki varlık da masum ve savunmasız sivillerin acımasızca katledilmesinden sorumludur. İster Gazze sokaklarında ister Irak ve Suriye şehirlerinde olsun, saldırıları yaşlıları, kadınları, çocukları ve hatta bebekleri hedef almıştır; bu vahşetler genellikle utanmazca zafer olarak çerçevelenmiştir.
b) Dini Kutsallıkların Tahribi
IŞİD, masum Müslümanların kanını dökerken camileri ve İslami mekanları tahrip etmiştir. Siyonist rejim de Mescid-i Aksa’nın kutsallığını defalarca ihlal etmiş ve Filistin’deki ibadethaneleri bombalamıştır; her ikisi de İslami mukaddesata karşı açık bir saygısızlık sergilemektedir.
c) Medya ve Psikolojik Savaş
IŞİD ve Siyonist rejim, kendi çıkarlarına hizmet etmesi için modern medyayı kullanmıştır. Psikolojik operasyonlar ve dijital kampanyalar yoluyla, kamuoyunun algılarını manipüle etmişler, korku yaymış ve suç eylemlerini güvenlik veya din adına meşrulaştırmaya çalışmışlardır.
Sonuç: İki Bıçak, Bir Makas
IŞİD ve Siyonist rejim düşman değil, tamamlayıcıdır. Biri “din” maskesinin, diğeri “demokrasi” maskesinin arkasına saklanır; ancak ikisi de aynı acımasız hedefe hizmet eder; parçalanmış, boyunduruk altına alınmış bir İslam dünyası hedefi…
İçeriden ve dışarıdan gelen senkronize saldırıları kaçınılmaz bir gerçeği ortaya çıkarır; onlar sadece kendilerini farklı şekilde kamufle eden kurtlardır ve avları aynıdır.