Hindistan ve Afganistan arasında ortak kara sınırı olmasa da, bu iki ülkenin kültürel, ticari ve siyasi ilişkilere dayalı uzun bir geçmişi vardır. Ancak Pakistan bu ilişkilere her zaman şüpheyle yaklaşmış ve Hindistan’ın Afganistan’la olumlu bir ilişki kurmasını sınırlamak için her türlü çabayı göstermiştir. Bu politika Pakistan için sadece diplomatik aksaklıklara neden olmakla kalmamış, aynı zamanda Pakistan’ın Afganistan ile ilişkilerini de karmaşıklaştırmıştır. Son zamanlarda Afganistan Dışişleri Bakanı Amir Han Muttaki ile Hindistan Dışişleri Bakanı Vikram Misri arasındaki toplantı da bunu göstermiştir. Bu toplantı, Hindistan-Afganistan ilişkilerinde yeni bir aşamanın başlangıcına işaret edebilir ve Pakistan için yeni bir diplomatik zorluk oluşturabilir.
Pakistan’ın Afganistan’a ilişkin politikası, her zaman çelişkilerle ve yanlış yönlendirilmiş kararlarla dolu olmuştur. 1990’larda İslamabad, Taliban hükümetini tanımış, ancak savaş sırasında Taliban’ı defalarca sırtından bıçaklamıştır. 2021’de Taliban iktidara geri döndüğünde Pakistan, Kabil üzerindeki baskı kurmayı ummuş, ancak Taliban kendi bağımsız dış politikasını izleyerek Pakistan’a bağımlı olmadığını açıkça ortaya koymuştur. Sonuç olarak Kabil ve İslamabad arasındaki ilişkiler, özellikle Pakistan’ın Afgan mültecilere karşı sert önlemler alması ve sınır ötesi saldırılardan İslam Emirliği’ni sorumlu tutması ve Afgan topraklarına hava saldırılarıyla karşılık vermesinin ardından iyiden iyiye kötüleşmiştir.
Pakistan’ın en büyük hatası, Afganistan’ı bağımsız bir devlet olarak tanımak yerine, onu kendi kontrolü altında tutmaya çalışarak, kendince stratejik derinlik doktrini benimsemeye çalışması olmuştur. Buna karşılık Hindistan daima Afganistan’daki kalkınma projelerine odaklanmış ve Afgan halkıyla doğrudan bağlar kurmuştur. Bugün belirginleşen açık fark da bundan ibarettir; Pakistan Taliban hükümeti ile mücadele etmeye çalışırken, Hindistan Afganistan ile diplomatik ilişkiler kurmaktadır.
Hindistan ile son toplantı yalnızca rutin bir diplomatik faaliyet olarak görülmemelidir. İslam Emirliği, bu toplantı aracılığıyla Hindistan ile ilişkilerini yeni bir yöne götürmeye hazır olduğuna dair net bir mesaj göndermiştir. Görüşmeler diplomatik, ekonomik ve ticari konuları kapsarken, güvenlik ve bölgesel istikrar da ele alınmıştır. Bu toplantı İslam Emirliği’nin gelişen diplomasisini ve bölgede dengeli bir politika benimseme arzusunu sembolize etmektedir.
İslam Emirliği’nin özellikle Hindistan gibi büyük bir ülkeyle diplomatik bağ kurması takdire şayan bir stratejidir. Emirlik, yalnızca bir veya iki ülkeye güvenmenin faydalı olmadığını ve daha geniş ve daha çeşitli bir dış politikanın Afganistan’ın çıkarlarını daha iyi koruyacağını fark etmiştir. Bu nedenle yalnızca Çin ve Rusya ile daha yakın ilişkiler kurmakla kalmamış, aynı zamanda Körfez ülkeleri, İran ve Hindistan ile de ilişkisini güçlendirmiştir.
Pakistan için bu önemli bir sorun ortaya çıkarmaktadır; eğer Pakistan dış politikasını yerel gerçeklerle uyumlu hale getirmez ve geleneksel kibirli yaklaşımına devam ederse, Afganistan’daki etkisi daha da azalacaktır. Taliban’a baskı uygulamak veya sert davranmak Allâh’ın izniyle sonuç vermeyecektir; bunun yerine sadece ilişkileri kötüleştirecektir. İslamabad, Afganistan’ın egemen bir ülke olduğunu ve kendi çıkarlarına göre karar alma hakkına sahip olduğunu kabul etmelidir.
Hindistan-Afganistan ilişkilerindeki iyileşme, Pakistan’a karşı bir komplo anlamına gelmemektedir. Bu sadece daha çok bölgesel istikrar ve kalkınmayı teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Pakistan bu gerçeği kabul eder ve politikalarında daha esnek hale gelirse, o da bu durumdan faydalanabilir. Ancak Pakistan, Hindistan’ın Afganistan’daki varlığına düşmanca bir bakış açısıyla bakmaya devam ederse, bu sadece kendisine zarar verecektir.
Dubai toplantısı yeni bir başlangıcın sinyalini vermektedir. Görüşmeler olumlu bir yönde ilerlerse, bu durum yalnızca Afganistan ve Hindistan arasındaki ekonomik bağları güçlendirmekle kalmayacak, aynı zamanda bölgedeki diplomatik ve stratejik denge için de önemli bir adım olduğunu kanıtlayacaktır. Taliban hükümeti, uluslararası ilişkileri daha etkili bir şekilde yönetebildiğini göstermiştir ve bu olumlu tavır devam ettiği takdirde Allâh’ın izniyle Afganistan gelecekte önemli bir bölgesel oyuncu olarak ortaya çıkacaktır.