Orta Doğu’da onlarca yıl süren savaşın ardından, iğrenç ideolojisi nedeniyle dağılmaya yaklaşan aşırılıkçı grup IŞİD, bazı ülkelerin desteği ve devrik Afgan hükümetinin yardımıyla Afganistan’a girerek ülkedeki varlığını ilan etmişti.
İslam’ı çarpıtılmış bir şekilde anlayan ve bu asil dinin itibarını zedelemek için sistematik olarak çalışan IŞİD Haricileri, bu topraklara iğrenç varlıklarını dayatmak amacıyla birkaç yıldır Afganistan’ın Müslüman nüfusuna ve İslam Emirliği’ne karşı mücadele veriyor.
3 yıl önce cumhuriyetin çöküşü, ülkenin güvenlik güçlerinin dağınık olması ve tüm bunların bir güvenlik boşluğuna yol açması nedeniyle IŞİD için bir fırsat doğmuştu. İslam Emirliği güçleri henüz kent merkezlerinde tam olarak yerleşmemişti ve düzeni sağlama çabaları kademeli bir hızla ilerliyordu. Bu koşullardan yararlanan IŞİD, farklı eyaletlerde saklanma yerleri kurmuştu.
Güvenlik teşkilatları, güvenliği yeniden sağlamak ve bu kötü niyetli unsurları bastırmak için çabalarını hızlandırdı. Netice itibariyle de son üç yılda, IŞİD’in yabancı işbirlikçileri tarafından yönlendirilerek ülkenin huzurunu bozmaya çalıştığı her yerde operasyonlar genişletildi ve örgüt önemli sorunlarla karşı karşıya kaldı.
Son zamanlarda IŞİD’e karşı operasyonlar daha senkronize hale geldi. İsyanlarında ısrar edenler ise kararlı ve güçlü eylemlerle karşı karşıya kalıyorlar. Güvenlik güçleri çok sayıda yerli ve yabancı IŞİD üyesini profesyonelce ele geçiriyor ve kıskıvrak yakalıyor.
Güvenlik güçlerinin bu koordineli çabaları, İslam karşıtı unsurları hızla ortadan kaldırma konusundaki kararlılığını vurguluyor. İslam Emirliği mücahidleri ise yabancı direktifler doğrultusunda hareket eden bu isyancıların Afganistan’ı istikrarsızlaştırarak ülkenin Müslüman nüfusunu baskı ve aşırı ideolojilerine tabi tutma çabalarını boşa çıkarma konusunda kararlıdır.