IŞİD’in Çöküşü ve Alimlerin Sorumluluğu
Yazar: Enes Malik
IŞİD’in gerçek doğasının ve özünün herkes tarafından açıkça anlaşıldığı yaygın olarak kabul edilmektedir; IŞİD artık korku ve şiddetle eşanlamlıdır. İstihbarat desteğiyle yapılandırılmış, çarpık bir ideoloji tarafından yönlendirilen bu grup, yalnızca bölgenin güvenliğini ve istikrarını bozmakla kalmamış, aynı zamanda onur, haysiyet ve dürüstlük gibi insani değerleri de ciddi şekilde zedelemiştir.
İslam’ın istikrarsız ve çarpık bir yorumunu temsil eden IŞİD, nefret ve şiddetin yayılması yoluyla bir “İslam Halifeliği” kurmayı amaçlamaktadır. Şu anda, küresel güvenliğe yönelik en önemli tehditlerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Dindarlık ve inanç konusunda yeni bir algı sunarken, gerçekte İslam’ın otantik ve temel öğretilerinden önemli ölçüde sapmaktadır.
Müslümanlar, dış bir tehditle karşı karşıya kalacakları bir senaryoda bile kendilerini bu kadar savunmasız hissetmeyebilirlerdi. Bununla birlikte IŞİD’in yapısını oluşturan kişiler, İslam’a dinin kendisini kullanarak saldırmaktadır.
Bu durum; Müslümanları şüphe ve zayıflık durumuna sokarken, İslam’ın düşmanlarına İslam toplumlarını istila etme ve ideolojilerini ve gündemlerini dayatma fırsatı vermiştir.
Alimlerin Rolü:
Bu krizin ortasında, İslam’ın ve cihadın bu çarpıtılmış ve tehlikeli yorumuna karşı koyma sorumluluğu, Müslümanların entelektüel ve dini öncüleri olan alimlere düşmektedir.
IŞİD İdeolojisinin Yayılmasını Önleme:
İslam alimlerinin İslam’ı bu zararlı ve yıkıcı ideolojilerden koruması zorunludur. Aşağıda alimlerin üstlenmesi gereken bazı önemli sorumluluklar yer almaktadır:
1. İslam’ın Doğru Yorumunu Sağlamak:
Alimler, İslam’daki barış, merhamet ve adalet kavramlarını dinin gerçek ve rasyonel yorumuyla uyumlu bir şekilde açık ve kapsamlı olarak sunmakla görevlendirilmiştir.
2. IŞİD’in İdeolojilerini ve İnançlarını Açığa Çıkarmak:
İslam dünyasındaki bilginler ve entelektüeller, IŞİD’in sapkın inançlarını ve eylemlerini ortaya çıkarmalı ve bu grupla İslam’ın gerçek öğretileri arasındaki büyük uçurumu kamuoyuna göstermelidir.
3. Mezhepçilik ve Bölünmeyle Mücadele:
İlim insanları, Müslümanlar arasında birlik ve kardeşliği savunmalı ve IŞİD’in mezhep farklılıklarını kendi çıkarları için kullanmasını engellemelidir.
4. Gençleri Eğitmek ve Yetiştirmek:
İlim insanlarının genç nesli İslam’ın gerçek öğretilerine yönlendirmeleri ve eğitmeleri, yanlış ideolojilerin etkisinden korunmalarını ve aşırılıkçılığın cazibesine kapılmalarını önlemeleri zorunludur.
Müslüman toplumun entelektüel ve dini liderleri olarak, ilim insanları IŞİD’in doktrinlerini açıklama ve etkisine aktif olarak direnme gibi kritik bir sorumluluk taşırlar. Bunu yaparak, IŞİD’in erişimini önemli ölçüde azaltabilir ve Müslüman Ümmetine önemli faydalar sağlayabilirler.
IŞİD’in ideolojisinin toplumda ne kadar yaygınlaşırsa, insanların İslami bir çerçeveye olan güven ve bağımlılığının o kadar azalacağını belirtmek önemlidir.
Bu nedenle, bu talihsiz olguyla yüzleşmek ve etkili bir şekilde buna karşı koymak için tüm Müslümanların, özellikle de alimlerin ve entelektüellerin pratik ve temel önlemler alması zorunludur.