24 Asad, Afganistan’ın yakın tarihinde belirleyici bir yere sahiptir. Bu tarihi günde, milletin uzun süredir yorgun düşmüş kalbi yeni bir canlılık buldu. Yıllar süren amansız cihat, direniş ve kararlı sabrın ardından Afganistan halkı, yeniden İslami yönetime biat etti. Bu ahit, kağıt üzerine yazılmadı; şehitlerin kanıyla ve Yüce Allahu Teala’nın hizmetine adanmışların sarsılmaz bağlılığıyla mühürlendi.
O gün Kabil şehri, birlik ve imanın dikkat çekici bir tablosunu takdim etti. Uzun süredir işgal ve bölünmeyi simgeleyen sokaklar, özgürlüğü ve İslam’ı millete geri kazandıranların kararlı adımlarına tanık oldu. Öğle ezanı, şehrin her köşesinde yankılanarak, ilahi bir emrin ciddiyetiyle yeni bir dönemin başlangıcını ilan etti.
Bu yenilenen biat, Afganistan’ın asıl yoluna dönüşünü simgeledi. Uzun süredir ayrı kalan sular gibi millet yeniden İslam’ın kucağına sığındı. Bugün bu tarihi gün anılırken mukaddes bu ahit, bir kez daha tazeleniyor; çünkü izzetin, haysiyetin ve gerçek milli şerefin en derin ifadesi, İslami yönetimin rehberliği altında bulunuyor.
Bu ahdin kalıcı etkisi, Afgan toplumunda yaşanan derin dönüşümlerde açıkça görülüyor. Eğitim kurumları, ilkeli ve kararlı yeni bir nesil yetiştiren merkezlere dönüşürken pazarlar ve ekonomik kurumlar “La ilahe illallah” prensibiyle işliyor. Bu gelişmeler, milletin İslami değerler üzerine inşa edilmiş bir toplum kurma azmini yansıtıyor. 24 Asad’da başlayan dönüşüm şimdiden meyvelerini verdi ve sosyal, kültürel ve medeni hayatın yeni boyutlarını şekillendirmeye devam ediyor.
24 Asad’ın önemi, yabancı işgalin sona ermesinin de ötesine uzanır ve yenilenmiş bir milli özgüvenin doğuşuna işaret eder. Yıllar boyunca Afgan milleti, bu kırılmaz ahde bağlı kalarak sayısız komplo ve dış baskıya göğüs gerdi. Bu direnç, toprak bütünlüğünün korunmasında, bağımsız yönetimin tesisi ve bölgesel ilerleme çabalarında kendini gösterdi. Tüm bunlar, bu tarihi günde filizlenen ruhun bir yansımasıdır.
İslam Ümmeti’nin fertleri olarak bu büyük başarıyı korumak bizim üzerimize bir borçtur. İlerleyeceğimiz yol, birlik ve İslami yönetimin temellerini sağlamlaştırma azmini gerektirir. Bu tarihi ahde tanıklık eden nesil, onun değerlerini sonraki kuşaklara aktarma sorumluluğunu taşır. Kuran-ı Kerim ve Sünnet-i Seniyye’nin rehberliğinde atılacak bilinçli adımlarla, bu ahit sözden öte kalıcı bir bağlılığa dönüşecektir. Şehitlerin fedakarlıklarıyla çizilen yol, şimdi adalet, takva ve köklü İslami prensipler üzerine kurulu bir toplum inşa etmek için ilim, iman ve kararlılıkla ilerletilmelidir.